- Merhabalar bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Merhabalar öncelikle sizlerle röportaj yapmaktan çok mutlu olduğumu belirtip teşekkürlerimi sunmak isterim. Ben Ali Can Kahyaoğlu. Aile ve Arkadaşlarım Ali diye hitap ederler bana. 1991 Sakarya Doğumluyum. 4 yılı aşkın bir süredir Antalya’nın en sakin, en güzel, mavi ile bir arada olan Kekova Üçağız bölgesinde yaşıyorum. Gastronomi sektöründe yer almaktayım. Çocukluğumun yazlarının geçtiği, hayalini kurduğum yerde 2018 yılında Boynuz Ağacı adını verdiğim butik kafemi açtım. Onun dışında kariyerime çeşitli bilgiler katmak amacıyla İstanbul’da çeşitli eğitimlere katılıyorum, bir yandan da yazılar yazıyorum. İlk kitabımı Okan Üniversitesinde Gastronomi Anabilim dalında yüksek lisans yaparken kendi memleketimin topraklarından bir şeyler yapmak istediğimden “Sakarya Yemek Kültürünün İncelenmesi ve Yemek Tariflerinin Tespiti Üzerine Araştırma” isimli tez çalışmamı Gece Kitaplığı yayınevi ışığında çıkarmış bulundum. 2014’te Chef’s Culinary Academy’de profesyonel aşçılık eğitimi aldığım zamanlarda aklımda yer edinen keçiboynuzu hakkında bu yıl içerisinde Gece Kitaplığı ile beraber Türk Mutfağında Keçiboynuzundan Üretilen Gıdalar isimli kitabımı siz okur severler için yayınladım.
- Yazmış olduğunuz kitabınızın ismi, konusu ve türü nedir?
Yazdığım kitabın adı Türk Mutfağında Keçiboynuzundan Üretilen Gıdalar, Konusu keçiboynuzu ağacının tarihinden yola çıkarak, üretimine, dünyadaki konumuna, sevkiyat ve analiz işlemlerine, ağaç hakkındaki rivayetlere kadar, içerisinde çeşitli tariflerin de yer aldığı keçiboynuzu hakkında yazılmış detaylı bir kitap. Türü: Araştırma
- Ne tür okuyucu kitlesine hitap ediyorsunuz?
Araştırmayı, okumayı seven herkese. Yemeği içmeyi seven okurlara, sağlıklı beslenmeye ilgi duyanlara…
- Yazma işine ne zaman başladınız? Yazmak size ne ifade ediyor? Kitabınızın ismini nasıl seçtiniz? Yazmış olduğunuz kitabınız hakkında hayalleriniz nelerdir?
Daha işin başlarındayım diyebilirim. Kendimi yazar olarak tanımlamıyorum henüz. Yazmak beni adeta özgürleştiriyor, kendimi en saf ve samimi bir şekilde ifade edebiliyorum. Bazen klasik bir müzik dinliyorum yanıma kahvemi alıyorum. Bazen çıkıyorum yaşadığım yerdeki iskeleye gidiyorum ayaklarımı suya sokuyorum tüm eksi enerjimin alındığını hissediyorum. Geriye döndüğümde alıyorum not defterimi elime karalıyorum yazıyorum çiziyorum. Kitabımın ismi konusu gereği kendiliğinden ortaya çıkmıştır. Yazmış olduğum kitabımla ilgili öncelikli hayalim tabi ki daha fazla insana ulaşması. Keçiboynuzunun tanıtımına, ne kadar değerli bir bitki olduğunun anlaşılmasına ve ülkemiz için katma değer oluşturmasına yardımcı olmasıdır.
- İnsanlar neden kitaplarınızı okumalı, kitabınızın onlara kazandıracağı şeyler neler olabilir?
İnsanlar yazmış olduğum bu kitabı okumalı çünkü keçiboynuzu tüketenler için içerisinde kapsamlı bilgiler mevcut. Ne yediklerini ne kadar yemeleri gerektiğini, vücutlarına neler sağladıklarını, mutfak dışındaki kullanım alanlarını da öğrenecekler. Belki de bu sayede daha bilinçli tüketici olma yolunda ilerleyecekler.
- İlgi alanlarınız nelerdir?
Müzik dinlemek, yabancı film-dizi izlemek, kitap okumak, yüzmek ilgi alanlarımdan bazıları…
- Kitabınızı yazarken ki süreci ve bu süreçte yaşadıklarınızı kısaca anlatır mısınız?
Sene 2014 profesyonel anlamda gastronomi sektörüne ilk adımlarımı attığım Serkan Bozkurt önderliğinde başladı benim yolculuğum. Mezun olabilmek için hayalimdeki mekan tasarımını yaratıp sunduğum projemin ismiydi boynuz ağacı. Benim için bu yüzden son derece anlamlıydı boynuz ağacı. O yıllarda atılmıştı aslında ilk tohumlar. Zamanla olgunlaştı, yeşerdi tıpkı ağaç gibi. Araştırmalar sıklaştı, notlar çoğaldı, tarifler denendi. Yazıldı, çizildi, silindi. Pandeminin yarattığı etkilerden ötürü herkes gibi bizler de zorlu ve uzun bir süreçten geçtik. E-mail, WhatsApp, Skype, telefon konuşmalarıyla kayıtlar, bilgiler elde ettik. İnsanları mekanlarında ziyaret edemedik. İlk kitabımda köyleri gezebilirken, ritüelleri, yemekleri öğrenebilirken bu kitapta öyle bir şans elde edemedik.
- Örnek ya da ilham aldığınız, sevdiğiniz bir yazar var mı?
Vedat Milor, Ömür Akkor, Maksut Aşkar, Rafet İnce, Ali Ronay, Arda Türkmen benim için bu sektörde önde gelen yalnızca birkaç isimden biri.
- Hem şimdiki hem gelecekteki okuyucu kitlenize buradan söylemek istedikleriniz nelerdir?
Kahverengi güvende hissetmenin, korumacılığın, zenginliğin asil renklerindendir. Kahverengi ve anlamı denince akla gelen kararlılık, yapı ve destek belirten ciddi, toprak rengi akla gelir. Kahverengi yaşamda güven duygusu veren sahip olduğumuz mülklerin ve maddi birikimin rengidir. Yazmak ta okumakta benim için en büyük birikimlerden biri. Sakinlik ister, bilgi, birikim ister. Okuyucu ile buluştuğunda değer görmek ister. Buradan okurlarıma beni takip etmelerini, yorumlarını, desteklerini vererek keçiboynuzu kitabını ileriye taşımalarını, değerinin bilinmesini bekliyorum.
- Okurlar eserinize nereden ulaşabilir?
https://www.bkmkitap.com/turk-mutfaginda-keciboynuzundan-uretilen-gidalar?waw_keyword=keçiboynuzu
https://www.kitapmatik.com.tr/kitap/turk-mutfaginda-keciboynuzundan-uretilen-gidalar-p882218.html
https://www.kirmizikedi.com/kitap/urun/dcdb40725cf849e89fbc2d8b6a101996
https://www.kitapoba.com/turk-mutfaginda-keciboynuzundan-uretilen-gidalar
https://www.kitap16.com/turk-mutfaginda-keciboynuzundan-uretilen-gidalar
- Aktif olarak kullandığınız sosyal medya hesaplarınızı bizlerle paylaşır mısınız?
https://www.instagram.com/alikhyl/ – https://www.instagram.com/boynuzagacicafe/ – https://www.instagram.com/alichefinsaglikli_mutfagi/
Bu güzel söyleşi için emeği geçen herkese teşekkür ederim…